Gelsin Hayat bildigi gibi..
Biz hep ayni yerdeyiz..
Belki daha yorgun daha kirgin ama herseyden önce
daha olgun ve hala ümitli ve hala inancli …
Insan olmak nedir sorusu hic aklimdan cikmayan ve
hic bir zaman cevaplayamadigim bi soru..ara ara, bazen cevapladigimi düsünsemde
aslinda ölene kadar hep yeni yeni seyler ögrenmektir belki yasamak..
Insan olmak insan olabilmek..aile dost arkadas
sevdigin sevgilin sen ben biz..kim? bilmiyorum!
Düsündügüm bir kimlik..gercekte olan bi kimlik..seni
sevenlerin sende gördükleri..yada belki görmedikleri..ve seni sevmeyenlerin
sende gördükleri… hepsi aslinda seni anlatiyor… peki ne kadarini kabullenecek
kadar yürekliyiz? Iyi seyleri kabullendigimiz kadar kötü seylerimizide
kabulleniormuyuz?
Kabullenebiliyormuyuz?
Kiricimi oluyor?
Kirilganmiyiz?
Ya dogrular ise bunlar?
Kabullenmek istemiyoruz! Kabullenmicez!
Hayat bu nede olsa..bildigi gibi geliyor…
Bizde bildigimiz yoldan gitmessek eger, yol nereye
cikiyor?
Hedefller, hayaller, hayatlar, istediklerimiz,
istemediklerimiz, iyilikler, kötülükler, hepsi biziz aslinda..
Dogrularimiz ile, yanlislarimiz ile…
Yasamak neydi bu arada?
Milan Kundera ya göre “Gelecek kimsenin umurunda
olmayan , ilgisiz bir boşluktur , geçmiş ise yaşam doludur , kızdırır , baş
kaldırtır, yaralar , o kadar ki , bu yüzden onu yok etmek ya da yeniden
yaratmak isteriz. Geleceğe egemen olmak istenilmesinin nedeni , geçmişi
değiştirecek güce sahip olmaktan başka bir şey değildir..."
Nazim Hikmete göre : „Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey
beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
"Hayatta neyi
arıyorsan sen O'sun" der Mevlana...
Murat Daltaban a göre iste hayat ve yasam sadece bir
kelimedir: Basit.
Peki bize göre nedir hayat?
Yürekli olmakmidir yasamak?
Inanmakmidir, yalan oldugunu bildigin halde..
Gülümsemekmidir aci cektigini bildigin halde?
Güvenmekmidir insanlara hic bir art niyet olmadan?
Samimi olmakmidir karsi taraftan hic bir samimiyet
beklemeden.?
Sükür etmekmidir iyiye…kötüye…bize göre iyi ve kötü
olana..
Yada sirt dönmekmidir insanlara..insanliga..
Yüz asmakmidir
Herkesin yalanci oldugunu görmekmidir
Isyan etmekmidir yalan dolan ortamlardaki adini
arkadas koymus her firsatta arkadan konusan insanlara?
Ömür dedigimiz sey..4 Harf..baska hic bir bilgimiz
yok..
Simdi su an bitebilen bi ömür.. olasilik hep
50/50..yarin, belki bi ay sonra belki 1 yil belki 30 yil belki 50 yil sonra
bitecek bu ömür…
BILMIYORUZ! Ama hic bitmeyecek gibi yasiyoruz…
Yasamanin ne oldugunu acabilirim, ama ömürün ne
zaman bitecegini bilemem..mümkün degil..
Bu yüzdendir belki, bunu anlyan insanlar oldugu icin
insan olmanin ne olmasi gerektigini anlayabiliyoruz…
Az konusan, kalp kirmayan insanlar bunlar.. Hayat
nasil gelirse gelsin kocaman bir „Eyvallah“ ile karsilayan insanlar..Kin ve
Nefretin ne oldugunu baskalarindan duyan ve hic bir zaman anlamayan insanlar..
„Saf“ deriz biz bu insanlara toplum icinde..
Saf! Bi acilimi
„yarim akilli“
Gercek acilimi ise „bulanmamış ve de bulaşmamış,
temiz“
Saf insanlarin hep etrafimizda olmasi dilegi ile..
Onlardan daha cok sey ögrenebilme dilegi ile..