Über mich

Mein Bild
Hayati cok sevmek ile nefret etmek arasindaki o ince cizgide yasayan,...yanlislikla dogru yola giren bir spermim ben...Insanlarin 'böyle yapma bu cok kötü birsey` dedigi herseyden zevk alan sizofrenmi degilmi henüz bilmeyen, doktora gitmeyen piskologlardan nefret eden nefes almayi ve su icmeyi dünyanin en güzel seyi zanneden bir varligim ben! benim dogrularim cogunlukla baskalarinin yanlislari oldugu icin bi dönem kafayi yeyip kendime deli damgasini vurdugum icin yazdiklarimdan medet ummayin..ömrünüzün o kadar saatleri bosa gidio, bi degisiklik yapimda baska türlü bos gecireyim zamanimi diosaniz hosgeldiniz! yaptigim ve yapacagim tüm hatalar icin simdiden affiniza siginiyorum büyüklerimin ellerinden kücüklerimin gözlerinden öpüyorum.. vesselam...

Donnerstag, 10. April 2014

Gelsin Hayat Bildigi Gibi...

Gelsin Hayat bildigi gibi..
Biz hep ayni yerdeyiz..
Belki daha yorgun daha kirgin ama herseyden önce daha olgun ve hala ümitli ve hala inancli …

Insan olmak nedir sorusu hic aklimdan cikmayan ve hic bir zaman cevaplayamadigim bi soru..ara ara, bazen cevapladigimi düsünsemde aslinda ölene kadar hep yeni yeni seyler ögrenmektir belki yasamak..
Insan olmak insan olabilmek..aile dost arkadas sevdigin sevgilin sen ben biz..kim? bilmiyorum!

Düsündügüm bir kimlik..gercekte olan bi kimlik..seni sevenlerin sende gördükleri..yada belki görmedikleri..ve seni sevmeyenlerin sende gördükleri… hepsi aslinda seni anlatiyor… peki ne kadarini kabullenecek kadar yürekliyiz? Iyi seyleri kabullendigimiz kadar kötü seylerimizide kabulleniormuyuz?
Kabullenebiliyormuyuz?
Kiricimi oluyor?
Kirilganmiyiz?
Ya dogrular ise bunlar?
Kabullenmek istemiyoruz! Kabullenmicez!
Hayat bu nede olsa..bildigi gibi geliyor…
Bizde bildigimiz yoldan gitmessek eger, yol nereye cikiyor?
Hedefller, hayaller, hayatlar, istediklerimiz, istemediklerimiz, iyilikler, kötülükler, hepsi biziz aslinda..
Dogrularimiz ile, yanlislarimiz ile…
Yasamak neydi bu arada?

Milan Kundera ya göre “Gelecek kimsenin umurunda olmayan , ilgisiz bir boşluktur , geçmiş ise yaşam doludur , kızdırır , baş kaldırtır, yaralar , o kadar ki , bu yüzden onu yok etmek ya da yeniden yaratmak isteriz. Geleceğe egemen olmak istenilmesinin nedeni , geçmişi değiştirecek güce sahip olmaktan başka bir şey değildir..."

Nazim Hikmete göre : „Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

"Hayatta  neyi arıyorsan sen O'sun" der Mevlana...

Murat Daltaban a göre iste hayat ve yasam sadece bir kelimedir: Basit.

Peki bize göre nedir hayat?
Yürekli olmakmidir yasamak?
Inanmakmidir, yalan oldugunu bildigin halde..
Gülümsemekmidir aci cektigini bildigin halde?
Güvenmekmidir insanlara hic bir art niyet olmadan?
Samimi olmakmidir karsi taraftan hic bir samimiyet beklemeden.?
Sükür etmekmidir iyiye…kötüye…bize göre iyi ve kötü olana..
Yada sirt dönmekmidir insanlara..insanliga..
Yüz asmakmidir
Herkesin yalanci oldugunu görmekmidir
Isyan etmekmidir yalan dolan ortamlardaki adini arkadas koymus her firsatta arkadan konusan insanlara?

Ömür dedigimiz sey..4 Harf..baska hic bir bilgimiz yok..
Simdi su an bitebilen bi ömür.. olasilik hep 50/50..yarin, belki bi ay sonra belki 1 yil belki 30 yil belki 50 yil sonra bitecek bu ömür…
BILMIYORUZ! Ama hic bitmeyecek gibi yasiyoruz…
Yasamanin ne oldugunu acabilirim, ama ömürün ne zaman bitecegini bilemem..mümkün degil..

Bu yüzdendir belki, bunu anlyan insanlar oldugu icin insan olmanin ne olmasi gerektigini anlayabiliyoruz…
Az konusan, kalp kirmayan insanlar bunlar.. Hayat nasil gelirse gelsin kocaman bir „Eyvallah“ ile karsilayan insanlar..Kin ve Nefretin ne oldugunu baskalarindan duyan ve hic bir zaman anlamayan insanlar..
„Saf“ deriz biz bu insanlara toplum icinde..
Saf!  Bi acilimi „yarim akilli“
Gercek acilimi ise „bulanmamış ve de bulaşmamış, temiz“

Saf insanlarin hep etrafimizda olmasi dilegi ile..
Onlardan daha cok sey ögrenebilme dilegi ile..