Über mich

Mein Bild
Hayati cok sevmek ile nefret etmek arasindaki o ince cizgide yasayan,...yanlislikla dogru yola giren bir spermim ben...Insanlarin 'böyle yapma bu cok kötü birsey` dedigi herseyden zevk alan sizofrenmi degilmi henüz bilmeyen, doktora gitmeyen piskologlardan nefret eden nefes almayi ve su icmeyi dünyanin en güzel seyi zanneden bir varligim ben! benim dogrularim cogunlukla baskalarinin yanlislari oldugu icin bi dönem kafayi yeyip kendime deli damgasini vurdugum icin yazdiklarimdan medet ummayin..ömrünüzün o kadar saatleri bosa gidio, bi degisiklik yapimda baska türlü bos gecireyim zamanimi diosaniz hosgeldiniz! yaptigim ve yapacagim tüm hatalar icin simdiden affiniza siginiyorum büyüklerimin ellerinden kücüklerimin gözlerinden öpüyorum.. vesselam...

Samstag, 11. Januar 2014

Cok küfür ediyormusum- Napayim hayatimi sikenlere siirmi yazayim?

Kafayi yeme halleri I

Insan olmak o kadar güzel, o kadar kolay, o kadar sacma, o kadar zor , o kadar aci birseyki..
Daha dogrusu insan olabilmek..

Büyüyormuyuz? Hayatin ne bok oldugunu anlamayami basliyoruz? Dünyami cok kötü bir hal icinde? Yoksa bizim gözlerimizmi aciliyor yavas yavas..

Düse kalka büyümek bumu? hayatin kendisimi? O sarkilar bu kadarmi anlam kazanir, o siirler mesela, nasil alip götürüyor bizi farkli farkli diyarlara..yada en önemlisi o küfürler- o kadarmi icten söylenir!

Agzina aci biber sürerim diyen annem gelir aklima- ben kötü bir sey söyledigimde annemin gözünün icine bakip o kokru o utanc duygusu gelir aklima...
Kücüklügüm gelir gözlerimin önüne..düstügümde nasil canimin yandigi..nasil agladigim..aglamak ayip degildi o zamanlar- kural cok basit: Canin acidi- aglamak- unutmak- oyuna devam...düsmek- aci cekmek- aglamak- unutmak- oyuna devam...ve yillarca biz cok mutlu bir sekilde bu kural ile yasadik... Taaki düsmeyene kadar, yani ayagimiz bir yere takilip bedenimiz  yere düsmeyene kadar..daha farkli bi aci hissedene kadar, daha icten aglayana kadar ve en önemlisi bu hayattaki gercek oyunu anlayana kadar!

Iste o ani yakaladiysak eger  gecmis olsun bize! Hep büyümek istioduk ya hani, aglioduk odamizda
"ben artik büyüdüm cocuk degilim benide ciddiye alin" diye..iste artik büyüdük..o cok istedigimiz yasa geldik! Bok vardi!

Yillarca düstük aci cektik agladik unuttuk oyuna devam ettik...simdi?

Simdi düstügümüzde elimiz dizimiz yaralanmio mesela, yere cakilmiyor bedenlerimiz mesela..ama sanki dahada derine düsüyoruz ayakta durdugumuz halde...

Canimiz daha farkli aciyor sanki, daha farkli daha cok yanio canimiz, tam olarak neresi onuda bilmiyoruz ama sanki kalbimiz, yada etrafi yada anlatamatigimiz farkli yerler..

Aglamak bizim icin insanin gözlerinden akan yasti yillarca...kuruyomu o yaslar, yada cocuklugumuzda ota boka agladigimiz icin artik yoruldumu o gözler..."Icim agliyor icim kaniyor" bu dönemde sanki bir anlammi kazaniyor ne? Kücükken sanki daha cok aglayip, en azindan daha cabuk aglayip daha Cabuk unutuoduk herseyi. en azindan düsrüsttük..canimiz yanidiginda aglardik..simdi aglayamama  hastaligindayiz.. aglamamak istegi degil bu, istiyoruz söyle salya sümük insanliktan cikana kadar aglamak..ama olmuo..gözyaslarimizi sayiyoruz bu dönemler...degecek seylere aglamak daha mantikli geldigi icin degmeyecek seylere aglamak yasak! diye kandirmakla geciyor bu dönem..
.
Unutmak kücükken gercekten unutmak demekti...5 dk önce sac bas girisen iki cocugun 5 dk sonra olayi hatirlamamasiydi..sordugunda olayin ne oldugunu ne icin kavga ettigini bile hatirliyamamasiydi..bu dönemlerde ise yine 5 dk önce öyle 5 dk sonra böyleyiz..ama unuttugumuzdan degil...icimize atiyoruz! Icimizde bir yerde bir yer varki orasi insanin kalbinden cok daha yarali aslinda..tam olarak neresi onunda bilmiorum herkestede degistigini düsünüyorum ama öyleki tam orada bu "unuttum" ve "takmiyorum" dedigimiz bütün olaylarin biriktigi yerdir..
bazilarinin kalbinin yaninda, bazilarinin migdesinde, bazilarinin kicinda erkek milletinin ise cogu sefer sikinde!!!!

Ve en cok sevdigimiz oyunlar...ne cok severdik oyunlarimizi..bizi biraksinlar ne yemek ne su yanlizca oyun oynayalim isterdik.... o aksam üstü annenin uzaktan sesi " gec oldu hadi eve gelin" nasil hüzünlü bir cümle o zamanlar, nasil üzülürdük, kimse eve gitmek istemez, kimse oyunu birakmak istemezdi..orda kendi dünyamizda nasil mutluyduk..anne artik ikinci defa "cabuuukkk evee bak terlik gelio deyince" kosa kosa eve giderdik ama kosarken yarin icin plan kurardik. " yarin okuldan sonra devam oynayalim tammami" diye...eve geldigimizde nasil mutsuz olurduk..üstümüz basimiz camur, simdi anneden bi ton laf zorla yikancaz zorla yemek yicez, cantamizi hazirlicaz hoop yataga..o yatakta nasil heycanla sabah olsun isterdik..Sabah olsunki devam oynuyalim isterdik...

O kadar cok sevdigimiz oyunlardan bu kadarmi nefret ederiz simdi?! Profesyonel bi oyun icindeyiz her gün her an...tiyatro degil bu, bir sinema filmi degil..bildigin her an her gün oyun oyun oyun... Kücükken biz oyun oynarken rolleri acik acik belirler yüzümüze söylerdik hani- kötü karakterler bi cocuk fantazisine sigabilen kötü bir karakterdi o zamanlar: Kötü Adam hirsiz olurdu daha kötüsü cocuklarini döven insan en kötüsü ise baska bir insani öldüren insan- baskada bilmiyoruz o Zaman tabii kötünün 1001 cesit hal alabilecegini..

Simdi oyun oynuoruz ama kimin ne bok oldugunu hic bir sekilde bilmeden..ii dediklerimiz agzimiza sicio, kötü dediklerimiz bize destek cikio, ben bu insandan bunu hayatta bunu beklemem dediklerimiz götü basi dagitiyor en cokta sevdiklerimiz- onlar kücükken en kötü olarak tanidigimiz insan öldüren adamdan dahada kötü oluyorlar...

Ve sen annenin sesini özlüyorsun o an "gec oldu hadi eve gel!!" demesini istiosun...onu hic üzmeden ilk cagirdiginda kosa kosa annenin evine gitmek istiyorsun... bu sefer üstümüz basimiz degil icimiz kirlenmis...nefret ettigimiz o yikanma olayi gelir aklimiza neden sevmezdikki suyu? tertemiz olmayi? cünkü zaten temizdik biz KÜCÜKKEN..simdi eve gidip o suyun altinda saatlerce kalip üzerimizdeki o görünmeyen camuru temizlemek istiyoruz..icimizde belki temizlenir düsüncesi ile....insanlarin pisligini üzerimizde tasimaktan igrenmektendir heralde dus almayi bu kadar seviyor olmamiz büyüdügümüzde...ve o yataga girdigimizde yarin olsun mutlulugu yok artik...yarin olmasin diye uyumak var unutmak icin uyumak..yada uyuyamamak..yine sabah olucak yine oyuna devam stressi var.. istemedigimiz bir oyunda istemedigimiz bir karakter olmak... üst mahallenin cocuklari kendi aralarinda rolleri dagitmistir ve sen sadece biri eksik diye onlarla oynarsin ya..ama kimse sana kimin iyi kimin kötü oldugunu söylemez iste tam o durum....oynuyoruz bi sekilde..hayatta oldugumuz icin arkadas istedigimiz icin..Insan olmak icin bazi seyleri basarmamiz gerektigi icin ama kiminle ne oynadiigmizi bilmiyoruz...

1 oyun var sadece onu kücükkende cok severdik simdide cok severiz: Saklambac!
1 fark ile.: o zaman bizi bulduguna sevinirken simdi bizi bulduguna üzülüyoruz...cok ii bir yere saklanmak cok iidi, o seni bulmadan kazanmak isterdik hep
 ama hic bulunmama korkusu ile hepmiz bi sekilde kolay yerlerle saklanirdir- Simdi öyle bir yere saklanasimiz varki kimse bulamasin! öyle kazanmak icin felan da degil..yalniz kalmayi sevdigimizden...belkide oyunlardan korktugumuzdan...


"Cok küfür ediyormusum- Napayim hayatimi sikenlere siirmi yazayim?" Charles Bukowsi

Hatamiz olduysa affola..
Yine hayatinizin bi kac dakikasi bosa gecti.
Hayirli olsun.
Ama olsun büyüyünce unutursunuz!
Küfüre karsiyiz!


Vesselam!

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen